Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik Konsolide metin
Ne var ki böyle bir anlaşmayı Medine’nin sadece yedide birinin peygamber olarak kabul ettiği bir kimsenin gerçekleştirmiş olması bile onun mevkiinin başlangıçta da yeterince güçlü olduğunu göstermektedir. Diğer yandan KÖİ modelinin ilk uygulamaları 3359 sayılıKanun’un ek 7. Maddesine göre gerçekleştirilmekte iken 6428 sayılı Kanun’unyürürlüğe girmesi ile bu Kanun hükümleri uygulanmaya başlanmıştır. Ek 7.maddeye göre ihaleyi kazanan gerçek veya tüzel kişilere tanınan üst hakkı enfazla kırk dokuz yıl olarak saptanmışken 6428 sayılı Kanun’un 1. Maddesi ile busüre otuz yıla indirilmiştir. Ayrıca KÖİ modelinde sürekli ve bağımsız üsthakkı tanınması benimsenmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 826.maddesi üst hakkının sürekli ve bağımsız olması için en az otuz yıl olarakkurulması gerekmektedir. Dava konusu kural ile üst hakkına ilişkin süre otuzyıl olarak öngörülerek 6428 sayılı Kanun hükümleriyle uyumlu halegetirilmiştir. Maddesinin (9) numaralı fıkrasısözleşme ve ekleri ile sözleşme taslağında değişiklik yapılması ve sözleşmeninkarşılıklı anlaşma ile sona erdirilmesine ilişkindir. Yeni koşulların ortayaçıkması durumunda ancak tarafların ortak iradeleri ile sözleşmede değişiklikyapabilmeleri ya da sözleşmeyi sona erdirmeleri söz konusudur. Böylecekişilerin iradelerinin tek taraflı etkisiz kılınması söz konusu değildir.Böylece dava konusu ibareler ile gerek TMK ve 6428 sayılı Kanun arasında gereksesözleşmeler arasında eşgüdüm sağlanmasının amaçlandığı ve bu amacın kamuyararını gerçekleştirmeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki dava konusuibareler ile 3359 sayılı Kanun döneminde yapılan sözleşmeler ile 6428 sayılıKanun döneminde yapılan sözleşmeler aynı hükümlere tabi olabilecektir.
Cumhurbaşkanı altı yıl için bir de başkan seçer. Anayasa konseyi bir kanun, kararnâme veya iç tüzük hükmünü anayasaya aykırı bulursa bu hüküm karar tarihinden itibaren geçerliliğini kaybeder. Aynı şekilde bir antlaşma veya sözleşmenin aykırılığı tesbit edilirse bu antlaşma veya sözleşme onaylanamaz. Anayasa konseyine başvurma yetkisi cumhurbaşkanına veya millî halk meclisi başkanına aittir. Başvurudan itibaren yirmi gün içinde konsey görüşünü veya kararını bildirir. Hilâfetle ilgili olarak hukukçuların ve kelâmcıların üzerinde durdukları bir başka problem de aynı anda iki halifenin olup olamayacağı meselesidir. Bu problem aynı zamanda İslâm devletinin birliğiyle de ilgilidir. İlk dönem hukukçuları devlet birliği ilkesine, Benî Sâide toplantısında ensarın “bizden bir emîr sizden bir emîr” teklifinin reddedilmesi vâkıasına ve ayrıca iki halifeye biat edildiği takdirde zaman itibariyle ikincisinin biatının geçersiz olduğunu ve gerekirse öldürülebileceğini bildiren hadise (Müslim, “İmâre”, 61) dayanarak aynı anda iki halifenin olamayacağına hükmetmişlerdir.
Esas olan; kişi hak ve hürriyetlerinin korunması, bunlara kısıtlama getirilecekse de “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı Anayasa m.13’de öngörülen unsurların uygulanmasıdır. Ceza soruşturmasının başlatılma saiki ile ilgili birçok spekülatif açıklama yapılıp tahminler ortaya koyulabilir. Başlangıç cümlesi olsun; hukuk düzeninde samimi olarak iyileşme isteniyorsa, her birey için eşit ve dürüst hukuk güvenliği hakkı sağlanmalı, yargı ve usul kuralları keyfi kullanılmamalı, “terör”, “örgüt” ve “ifade hürriyeti” kavramları üzerinden öngörülen kısıtlamalar kötü uygulanmamalı, “hukuka uygun yol ve yöntemler”, … Son günlerde; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun özellikle barolarda ve Türkiye Barolar Birliği’nde yapılacak seçimleri ilgilendiren hükümlerinin değiştirileceğine, hatta Avukatlık Kanunu’nun tümü ile yenileceğine dair haberlerin çıktığı görülmektedir. Bu haberlerin hemen ardından toplam 199 madde ve dört geçici maddeden oluşan “Avukatlık Kanunu Taslağı” adlı bir çalışma paylaşıldı, ancak bu Taslağa sahip çıkılmadı, Taslağın eski olduğu, gündemde olmadığı ve yapılması düşünülen düzenlemenin yürürlükte bulunan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu üzerinden gerçekleştirildiği de ifade edildi. Türk Ceza Yargılamasında muhakeme iş ve işlemleri, bir suçun işlendiği izlenimini veren bir halin cumhuriyet savcısı tarafından öğrenilmesi ile başlar. Bu durumda cumhuriyet savcısı, Ceza Muhakemesi Kanunu m.160 uyarınca işin esasını araştırmaya başlar. Kanun koyucu, cumhuriyet savcısına bu araştırmayı yapıp yapmama konusunda herhangi bir takdir salahiyeti tanımamış ve araştırma yapma mecburiyeti getirmiştir.
Maddesinin birinci fıkrası uyarınca; “Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. TCK m.67’de dava zamanaşımı süresinin durması ve kesilmesi sebepleri düzenlenmiştir. TCK m.67’de gösterilen sebepler gerçekleştiğinde, ya durma sebebi ortadan kalktıktan sonra dava zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder ya da en fazla dava zamanaşımı süresinin yarısı kadar olmak üzere kesilme sebebiyle tekrar başlayan zamanaşımı uzar. Soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden talep etmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 103. Fıkrasında düzenlenmiş olup, buna göre savcı; istemini sulh ceza hakimine yöneltir, sulh ceza hakiminin istemi uygun görmesi halinde şüpheli, uygun görülen bir adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılır. Bu hükmün tatbikinde; hiç tutuklu olmayanın adli kontrole sevkinde bu taleple bağlı olmayan hakim, tutuklu olup da adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen şüphelinin adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın bihakkın salıverilmesi mümkün değildir. Hakimin talebi kabulü zorunlu olmadığı düşünülse de, talebin konusu ile bağlılığın CMK m.103/1 çerçevesinde ele alınması gerekir. CMK m.103/1’e göre; “Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden isteyebilir.
- Fıkrasında suça teşebbüsün cezası ile tamamlanmış suçun cezasının aynı olduğu ve 22.
- Bu şekilde parlamenter sistemin önemli unsurlarından biri Mısır anayasasında yer almış olmaktadır.
- Bu mahkemelerin kaldırılma gerekçesi; “Adil yargılanma konusunda ülkemizde yaşanan tartışmaların başında, devlet güvenlik mahkemeleriyle başlayıp Ceza Muhakemesi Kanunu m.250 ve Terörle Mücadele Kanunu m.10 uyarınca kurulan ağır ceza mahkemeleriyle devam eden özel yetkilere sahip mahkemeler ve cumhuriyet savcıları eliyle yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar gelmektedir.
Gerçi seçimli monarşiler varsa da bunlar daha ziyade geçici uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Asıl olan hükümranlığın veraset usulüne bağlı olarak intikal etmesidir. Üstelik seçimli monarşilerde monarkın hukuku çiğnediğinde azledilmesi kuralı yoktur. O halde İslâm devleti Batılı anlamda bir monarşi değildir. Halifenin müslüman toplum tarafından seçilmesi ve denetlenmesi demokrasiye uymakta ise de İslâm devletinde halkın her istediğini yapma yetkisi, meselâ İslâm hukukunun genel esaslarına aykırı bir kanun çıkarma veya yürürlükteki hukukun bir kuralını kaldırma yetkisi yoktur. Sonuç olarak İslâm devlet düzeninin, monarşiye ve demokrasiye benzer yönleri bulunmakla birlikte, kendine has (sui generis) bir düzen olduğunu kabul etmek isabetli bir görüş olarak görünmektedir. Seçici heyetin vasıflarına gelince, Mâverdî ve Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ gibi hukukçular bunun için adalet, ilim, rey ve tedbir (inisiyatif) olmak üzere üç özelliği zaruri görmüşlerdir.
Kural, Mahkememiz çoğunluğu tarafından, uzun süreli bir sözleşmedebu gibi değişikliklerin yapılması ihtiyacının olabileceği, kanun koyucununmümkün olduğunca sözleşmeyi sona erdirmeden devam ettirme amacında olduğu, buaçıdan bu gibi düzenlemeleri yapma konusunda takdir yetkisine sahip olduğugerekçeleriyle Anayasaya aykırı bulunmamıştır. Yasama organının mahkeme kararlarını değiştirememesi ilkesiyasama organının kanun yoluyla kesinleşmiş olan kararları ortadan kaldıramamasıanlamına gelir. Mahkeme kararının kanun yoluyla değiştirilememesi ilkesi, maddihukukta herhangi bir değişiklik yapmaksızın sadece somut mahkeme kararlarınınkanun yoluyla değiştirilmesi ya da uygulanmasının engellenmesi hâlleri için sözkonusu olacaktır. Kadastro tutanak ve haritalarının kesinleşmesinden itibaren onyıl içerisinde, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılabilirsede on yıldan sonra bu nedenlere dayanarak itiraz edilemez ve dava açılamaz.Belirtilen on yıllık süre dava konusu kurallar uyarınca; otuz günlük ilansüresinin geçmesinden sonra haklarında dava açılmayan tutanak ve haritalarınkesinleşmesi ile başlayacaktır. Otuz günlük süre içerisinde dava açılmasıdurumunda tutanak ve haritalar kesinleşmeyecek, kesinleşme için açılan davanınsonucu beklenecektir. (8) Yenileme, araştırma-geliştirme, danışmanlık ve hizmet alımsözleşmelerinde yüklenicinin sözleşme kapsamındaki taahhütlerini yerinegetirememesi hâlinde, sağlık hizmetlerinin sürdürülemez hâle gelmesi durumuhariç olmak üzere, idarenin noter aracılığı ile yapacağı yazılı ihtarlakeyfiyet açıkça belirtilerek yükleniciye gereğinin yapılması için işinmahiyetine uygun süre verilir.
Sözleşme kapsamında sunulan ödeme hizmeti; ödemesini PTT ile yapmayı tercih eden Son Kullanıcılar için ödemenin Son Kullanıcı’nın ödeme kartından PTT Ödeme Hizmeti Sistemi aracılığı ile tahsil edilmesini ve Ödeme Hizmeti Kullanıcısı’nın banka hesaplarına aktarılmasını içeren süreçtir. PTT’nin işbu Sözleşme uyarınca sunduğu hizmet, Kanun, Yönetmelik ve ilgili mevzuat uyarınca tanımlanan bir ödeme hizmetidir. İşbu PTT Akıllı Esnaf Üye İş Yeri Sözleşmesi (bundan sonra ‘‘Sözleşme’’ olarak anılacaktır) hizmet veren olarak Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. (işbu Sözleşmede kısaca “PTT” olarak anılacak olup, tam unvanı, işletme merkezi adresi, internet paribahis adresi bilgileri işbu Sözleşme’nin sonunda yer almaktadır.) ile hizmet talep eden Ödeme Hizmeti Kullanıcısı (bundan sonra “Ödeme Hizmeti Kullanıcısı” olarak anılacak olup, Ödeme Hizmeti Kullanıcısına ilişkin bilgiler işbu Sözleşme’nin sonunda yer almaktadır.) arasında akdedilmiştir. (4) İşletme ve sözleşmeli işletme, yetkilendirme sözleşmesine konu hizmetin verilmesi ile hizmet bedeline hak kazanır. (1) Kiralamaya aracılık hizmeti sonucunda kiracı ve kiralayan ile işletme veya sözleşmeli işletme arasında kiralamaya aracılık sözleşmesi düzenlenir. (1) Alım satıma aracılık hizmeti sonucunda alıcı ve satıcı ile işletme veya sözleşmeli işletme arasında alım satıma aracılık sözleşmesi düzenlenir. (3) Sözleşmeli işletmenin taraf olduğu yetkilendirme, alım satıma aracılık, kiralamaya aracılık ve hizmet ortaklığı sözleşmeleri, sözleşmeyle bağlı olunan işletmenin sorumlu emlak danışmanı tarafından kontrol edilerek imzalanır. I) İlanlarında yetki belgesi numarasına, yetki belgesindeki işletme adı veya unvanına, adres bilgisi hariç olmak üzere il, ilçe, mahalle, ada ve parsel bilgileri ile 15 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen diğer bilgilere, iletişim bilgisine ve varsa taşınmazın enerji kimlik bilgilerine kolay okunabilir şekilde yer verir. A) Verdiği hizmet nedeniyle edindiği bilgi ve belgeleri, yetkilendirme sözleşmesinde belirtilen esaslar dışında açıklayamaz ve kullanamaz. Ç) İlana konu taşınmazın ilan veren üyeye veya bu üyenin gerçek kişi olması halinde birinci ve ikinci derece kan hısımlarına veya eşine ait olduğunu ya da ilanı veren üyenin ilana konu taşınmaz sahibi tarafından yetkilendirildiğini ilanı yayımlamadan önce doğrulamak.